Sayfalar

7 Ekim 2022 Cuma

Kendi üreme ve doğurma kabiliyetimize olan inancımız

Kadın doktorları bunu istediyseler bile o dönemde kadınların hastanede doğum yapmasını zorunlu kılan bir yasal düzenleme yoktu. Bu yönde her türlü teşebbüs toplum tarafından kişisel karar özgürlüğünün kısıtlanması olarak değerlendirilir, insan hakları savunucuları ve organizasyonları tarafından büyük bir dirençle karşılaşırdı. Kendi tekellerini güvence altına almak isteyen bazı Amerikan ve Avustralyalı kadın doktorları, doğumların ezici çoğunluğunun hastanede gerçekleştiği 1980’li yıllarda böyle bir yasal düzenlemenin hayata geçmesini kendilerine görev edindiler. Bunun arkasında yatan neden de, kadınların ev doğumlarına gösterdiği artan ilgiydi. Hastanede doğumu güvence altına alacak daha ince yöntemler varken, korkunun güdümünde ortaya çıkan yasal düzenleme talepleri gereksiz addedildi. Bunun için gerekli olan, doğumun tehlikeli bir olay ve bu tehlikeyi ortadan kaldırmanın tek yolunun da kadın doktorlarının kontrolleri olduğuna dair inancı yaygınlaştırmaktı. Eğer ebeveyn dünyaya yaşayan, sağlıklı çocuklar getirerek toplumun da geleceğini garanti altına almak istiyorsa, bunun tek yolunun, kendini gebelik ve doğum süresince hastanedeki bir kadın doktorunun ellerine teslim etmek olduğuna ikna edilmeliydiler.

Bu telkin ne kadar erken başlarsa o kadar etkili olacaktı. 20. yüzyılın icadı olan gebelik muayeneleri kısa bir sürede ihtiyati tedbirin mükemmel bir örneği olarak kabul edildi. Düzenli muayeneler sayesinde normdan sapmalar erken teşhis edilerek tedaviye başlanabilecek ya da en azından doğum üzerindeki olumsuz etkileri azaltılabilecekti. Teşhis yöntemlerinin çoğu ve mevcut tedavi yöntemleri bu vaadi yerine getirmek için yeterince kesin veya uygun olmamasına rağmen, gebe muayeneleri, kadınların kendi üreme ve doğurma kabiliyetlerine olan inancını yerle bir etmek için olağanüstü bir fırsattı.
 
İyimserlik ve güven iyi bir sonuç için hayatın her alanında büyük bir önem taşır. Bu en çok da, gebelik ve doğum gibi, fizyolojinin psikolojiye bu kadar bağlı olduğu bir alanda doğrudur. Kadın doktorları da tam olarak burada, bu güvenin tek kaynağının kendi meslekleri olduğuna dair inancı tesis etmeyi kendilerine görev edindiler.
 

Marjorie Tew – Sichere Geburt?

S. 46 - 47


Not: Çeviriyle ilgili öneri ve eleştirilerinizi lütfen yoruma yazın, kendimi geliştirme şansım olsun. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder